Kayıtlar

15 Temmuz etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Karar Özeti - AİHM - Yasin Özdemir Başvurusu

Kararın Künyesi AİHM (İkinci Bölüm), Yasin Özdemir Davası, Başvuru No: 14606/18, Karar Tarihi: 07/12/2021 Başvurunun Konusu Dava, öğretmen olan başvurucunun 2015 yılında, gazete yazıları hakkında Facebook'ta yazdığı yorumlar nedeniyle mahkûm edilmesiyle ilgilidir. Başvurucu, “terör örgütüne üye olmak” suçundan tutuklanmış, “terör örgütünün propagandası yapmak” suçundan hakkında iddianame düzenlenmiş ve nihayetinde “suçu veya suçluyu övmekten” mahkûm olmuştur.  Kararın Özü AİHM’e göre, ulusal yargıçlar, yasaları keyfiliğe karşı bireyi koruyacak şekilde yorumlamalıdırlar. Hükümeti eleştirmek örgüt bağlantısı veya örgüte destek gibi ağır suçlamalara neden olmamalıdır. Yasa, somut olayda olduğu gibi, ifade özgürlüğünü ortadan kaldırabilecek şekilde geniş yorumlanabiliyorsa, öngörülebilirlik şartını karşılamıyor demektir. Başvurucunun görüşleri çok farklı kesimler tarafından dile getirilmiştir ve şiddete teşvik etmemektedir. Olay tarihinde (Nisan 2015), idari organlarca tehlikeli olarak...

Hâkim/Savcı Tutuklamalarına İlişkin Turan ve Diğerleri / Türkiye Kararı: Ne şiş ne kebap!

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), dün (23 Kasım 2021) açıkladığı Turan ve Diğerleri kararında, 427 hâkim ve savcının darbe girişimi sonrası tutuklanmasına ilişkin olarak özgürlük ve güvenlik hakkının ihlal edildiğine (AİHS m. 5/1) hükmetti. Başvuruculara 5.000 Euro manevi tazminat ve yargılama gideri ödenmesine karar verdi. Böylece daha önce karara bağladığı Alpaslan Altan, Hakan Baş ve Erdal Tercan başvurularında olduğu gibi, 427 hâkim/savcının tutuklanmasında suçüstü halinin bulunmadığını bir kez daha tespit etmiş oldu. Kararın 84 ila 96 paragraflarında, “suçüstü” kavramının öngörülebilir olmadığı, dolayısıyla tutuklamaların “hakimlik teminatına” aykırı olarak yapıldığı net ifadelerle vurgulanmıştır. Özetle; tutukluluğun kanunilik şartını taşımadığı ve hakimlik teminatına aykırı olduğuna dair önceki kararlardaki güçlü tespitlere, bu kararda da yer verilmiştir. Dolayısıyla kararla, tutuklamanın yasal olmadığına dair yaklaşım konsolide edilmiş oldu.  Ancak AİHM, tutuklamanın k...

KAMU GÖREVLİLERİNE VE SİVİLLERE YARGI ZIRHI GETİRİLMESİNİN “CEZASIZLIK KÜLTÜRÜ” BAĞLAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ

  Anayasa Mahkemesi 16/7/2020 tarihinde ( E.2018/31  numaralı dosyada), 15 Temmuz darbe teşebbüsü ve terör eylemlerinin bastırılması kapsamında hareket eden kişilerin bu fiilleri nedeniyle hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluklarının doğmayacağına ilişkin kuralın [1] şekil ve esas bakımından Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine karar vermiştir. 1. Anayasa Mahkemesi’nin Gerekçesi Söz konusu red kararın esas bakımından gerekçesi özetle şu şekildedir: Anayasa Mahkemesi, belirlilik ilkesinin yalnızca yasal belirliliği değil, daha geniş anlamda hukuki belirliliği ifade ettiğini ve mahkeme içtihatları ile de hukuki belirliliğin sağlanabileceğini vurgulama suretiyle, kuralda yer alan  “…terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında… ” ibaresinin kuralı belirsiz hâle getirmeyeceğini ifade etmiştir. Söz konusu ibareye 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile devamı nitel...

AİHM: Hayal Kırıklığı Mı, Aşırı Beklenti Mi?

Bir önceki yazıda, AİHM’e yönelik eleştirilerde kullanılan üslubun hak arama yollarını kullanma motivasyonu üzerindeki etkisine değinmiştim. Bu yazıda ise, başlıca eleştirilere yer vererek katıldığım ve katılmadığım hususları açıklamaya çalışacağım. AİHM’e yönelik eleştirilerden birisi, geç karar vermesidir. AİHM özellikle 2000’den sonra, aşırı iş yükü ile karşılaşmasının neticesinde, kendi makul sürede yargılanma hakkı içtihadına aykırı şekilde geç kararlar vermeye başlamıştır. AİHM’in başvuruları uzun sürede sonuçlandırması sorunu, kronik ve yapısal bir sorundur. Bir önceki yazıda ifade etmeye çalıştığım üzere, AİHM’in son yıllarda kasti olarak geç karar verdiği iddiasının somut verilerle, örneğin hangi yıllarda ne kadar başvuru yapıldığının ve ortalama ne kadar sürede karar verdiğinin tespit edilerek ortaya konulması gerekmektedir. AİHM, her yıl Ocak ayında bir önceki yıla ilişkin istatistiki verileri paylaşmaktadır. Ancak bu veriler arasında ortalama ne kadar sürede karar verdi...

AİHM: Takdir Tekdir Dengesi ve Hak Kayıplarına Etkisi

15 Temmuz sonrası ağır hak ihlallerine maruz kalanlar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) karşı, sürecin başlarında “aşırı” ümit beslediler ve vakit kaybetmeksizin doğrudan çok sayıda bireysel başvuruda bulundular. Ancak yaşananlar karşısında yeterince aktif rol almaması nedeniyle bu ümit, şimdilerde yerini derin bir hayal kırıklığına bırakmış durumda. Biraz daha açmak gerekirse, sürecin en başlarında alelacele, iç hukuk yollarının tüketilmemesi nedeniyle başarı şansı mümkün olmayan on binlerce başvuru yapıldı. Usulden ret (kabul edilemezlik) kararları üzerine mağdurların ümidi kırıldı. Aşırı ümit, şimdilerde aşırı hayal kırıklığı ve bir miktar da öfkeye dönüştü. Maalesef bu hususta şu ana kadar makul bir denge yakalanamadı. Son günlerde, özellikle sosyal medya aracılığıyla, kişilerin zaten son derece zayıf olan hak arama şevklerini kıracak boyutlarda AİHM hakkında ağır eleştiriler yapılmakta. Hâlihazırda birçok temel hak ve özgürlüğü ihlal edilmiş bu kişilerin, ulusal ve ulu...