Kayıtlar

insanlığa karşı suç etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Hâkim/Savcı Tutuklamalarına İlişkin Turan ve Diğerleri / Türkiye Kararı: Ne şiş ne kebap!

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), dün (23 Kasım 2021) açıkladığı Turan ve Diğerleri kararında, 427 hâkim ve savcının darbe girişimi sonrası tutuklanmasına ilişkin olarak özgürlük ve güvenlik hakkının ihlal edildiğine (AİHS m. 5/1) hükmetti. Başvuruculara 5.000 Euro manevi tazminat ve yargılama gideri ödenmesine karar verdi. Böylece daha önce karara bağladığı Alpaslan Altan, Hakan Baş ve Erdal Tercan başvurularında olduğu gibi, 427 hâkim/savcının tutuklanmasında suçüstü halinin bulunmadığını bir kez daha tespit etmiş oldu. Kararın 84 ila 96 paragraflarında, “suçüstü” kavramının öngörülebilir olmadığı, dolayısıyla tutuklamaların “hakimlik teminatına” aykırı olarak yapıldığı net ifadelerle vurgulanmıştır. Özetle; tutukluluğun kanunilik şartını taşımadığı ve hakimlik teminatına aykırı olduğuna dair önceki kararlardaki güçlü tespitlere, bu kararda da yer verilmiştir. Dolayısıyla kararla, tutuklamanın yasal olmadığına dair yaklaşım konsolide edilmiş oldu.  Ancak AİHM, tutuklamanın k...

ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİ: YAPISI, YARGI YETKİSİ VE YARGILAMA USULÜ

ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİ: YAPISI, YARGI YETKİSİ VE YARGILAMA USULÜ Dr. Oktay BAHADIR GİRİŞ 20. yüzyılda yaşanan çatışmalar süresince işlenen soykırım, göçe zorlama ve toplu tecavüz gibi son derece menfur suçlar bu asra damgasını vurmuştur. Buna karşın, uluslararası hukuku ihlal eden bu suçların çoğu, cezasız kalmıştır. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından, Nürnberg (Nuremberg) ve Tokyo Mahkemeleri kurulmuştur. Ancak, bu mahkemeler, “galiplerin mahkemesi (victors’court [1] )” nitelendirmesinden kurtulamamışlardır. 1948 yılında, Soykırım Suçlarının Önlenmesi ve Cezalandırılmasına Dair Sözleşme kabul edildiğinde, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, işlenen vahşet niteliğindeki suçları yargılayacak, kalıcı (permanent) uluslararası bir mahkemeye ihtiyaç olduğunun farkına varmıştır. [2] 1990’larda, soğuk savaş dönemi bittikten sonra, Eski Yugoslavya (1993) ve Ruanda (1994) Uluslararası Ceza Mahkemeleri [3] gibi mahkemeler, cezasızlığın (impunity) kabul edilemez olduğu yönündeki ...